Sipariş Verilen Yemekleri Kafasında Taşıdığı Tepsi ile Götürüyor
Türkiye’de sıra dışı örnekleriyle adından söz ettiren Karadenizliler’e bir yenisi daha eklendi.
Kendine özgü tarzıyla ilgi çeken Yıldırım, yemek tepsisi ile merdivenleri, yolları arşınlıyor, trafiğe aldırmadan araçların arasından geçip yemekleri yerlerine ulaştırıyor. Trabzon’da bir lokantada garson olarak çalışan İsmail Yıldırım kendine özgü sıra dışı yemek götürme tarzıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Yıllar önce televizyonda izlediği bir görüntüden etkilenerek çalıştığı kahvehanede çay bardakları ile dolu tepsiyi kafasında taşımak isteyen Yıldırım bir türlü başarılı olamadı. Denemelerinde 150 çay bardağı kıran Yıldırım, bir süre sonra işten ayrılarak lokantada çalışmaya başladı.
Sanayi mahallesinde bulunan Kral Lokantası’nda çalışmaya başlayan İsmail Yıldırım hayalini gerçekleştirmek için bir kez daha deneme yapmak istedi. Yemek tabakları ile dolu tepsiyi kafasına koyan Yıldırım, yaptığı denemede bu kez başarılı oldu. O günden sonra yemek tabaklarını koyduğu tepsiyi eliyle değil de kafasına koyarak götürmeye başlayan Yıldırım, esnaf ve vatandaşların ilgisini çekti. 10 yıldır günde yaklaşık 20 kilometre yol yürüyerek siparişleri yetiştiren Yıldırım yolun karşısına geçmeye çalışırken bir kaç kez trafik kazası da geçirdi. Yaşadığı kazada yaralanmasına rağmen yılmayan Yıldırım, kafasındaki tepsiyle sosyal medyada ilgi gördü. Kafasındaki tepsiyle yürürken Yıldırım’ı gören vatandaşlar cep telefonu ile kaydettikleri görüntüleri sosyal medyada yüklerken, lokantanın sıra dışı çalışanı İsmail Yıldırım kimi zaman elleri cebinde kimi zaman ise cep telefonu ile konuşarak siparişi verilen yemekleri teslim ediyor.
” ’Yapabilirsem yaparım, yapamazsam en kötü işten atarlar’ deyip bu şekilde yemek taşımaya başladım”
Evli ve 3 çocuk babası İsmail Yıldırım, tepsiyi elinde taşıdığı zaman yorulduğunu belirterek işten atılmayı bile göze alarak tepsiyi kafasında taşıdığını söyledi. Yıldırım, “Televizyonda izlemiştim. Nasıl yaptığını merak ettim. Denediğim zaman 150 tane çay bardağı kırdım. Ondan sonra bu işi yapamayacağını düşündüm. Sorasında lokantada çalışmaya başladığımda tekrar denedim. Burada yapabildiğimi gördüm. 10 senedir bu lokantada çalışıyorum. Bir tabak bile kırmadım. Tepsiyi diğer türlü taşıyınca elim ağrıyordu. ’Yapabilirsem yaparım, yapamazsam en kötü işten atarlar beni’ düşüncesiyle yemek tepsisini kafamda taşımaya başladım. Baktım gidiyor öyle devam ettim. Lokantadan uzak yerlere de bu şekilde gidiyorum” dedi.
“Günde yaklaşık 20 kilometre kafamın üzerindeki tepsi ile yemek taşıyorum”
Kafasının üzerinde taşıdığı yemek tepsisi ile yoldan karşıdan karşıya geçerken bir kaç kez kaza da geçirdiğini dile getiren Yıldırım, “Görenler bu tepsiyi nasıl götürüyorsun, düşürmüyor musun diyorlar. Bende düşürse parası cebinde hazır diyorum. Çok kişi ‘dikkat düşüreceksin’ diyor. Yolun karşısına geçerken birkaç kez araba da çarptı bana. 10 senedir sadece bu işi yapıyorum. Bir işe acemice yaklaşırsan o işi yapamazsın. Ama oluruna bıraktığın zaman hiçbir şey olmaz. Günde yaklaşık 20 km kafamın üzerindeki tepsi ile yemek taşıyorum. Görenler cep telefonu ile beni çekiyor. Sosyal medyada çok videom var. Yemek siparişine göre tepsideki ağırlık değişiyor. Kimi zaman 2 tane kimi zaman 20 tane oluyor. Benim için fark etmiyor. Önemli olan onu kafamın üzerine koymam. Bazıları kafamın üstü düz mü diye bakıyorlar veya tepsinin altında bir şey mi var diye bakıyorlar. Bazıları tepsiyi kafamda taşıdığım için düzlendiğini söylüyor” şeklinde konuştu.
“Özellikle yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor”
İsmail Yıldırım’ın mesai arkadaşı Yusuf Turhal ise yaptığı açıklamada “Başka yerlerde bu şekilde taşımayı denemiş ama pek başarılı olamamış. Burada denediğinde yapabildiğini fark etti. Ondan sonra yemekleri hep bu şekilde taşımaya başladı. Müşterilerin çok dikkati çekiyor. ’Tepsiyi kafasında nasıl götürüyor’ diye merak ediyorlar. Özellikle yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Tepsiyi kafanın üzerinde taşımak bir meziyet. İsmail arkadaşımız bunu başarıyor” diye konuştu.
“İlk gördüğümde o tepsinin düşmesi bekledim”
Çevre esnaflardan Harun Kurnaz ise İsmail Yıldırım’ı ilk kez gördüğünde tepsinin düşmesini beklediğini kaydederek, “İsmail ağabey bizim yıllardır emekçimiz. Allah razı olsun yemeğimizi getirir. İsmail ağabeyin en önemli özelliği ellerini kullanmadan yemekleri kafasının üstünde tepsiyle beraber servis yapması. Boyu 10 cm daha uzun olsaydı bu tepsiyi taşıyamazdı. Bunun örneğini daha önce hiç görmedim. İlk gördüğümde o tepsinin düşmesi bekledim. Aradan dakikalar geçti bu daha düşmez dedim” ifadelerini kullandı.
Esnaf İbrahim Turhal da “20 yıldır İsmail Yıldırım’ı tanıyorum. Daha önce bu şekilde simit taşıyanı görmüştüm ancak yemek taşıyanı hiç görmedim” dedi.