Köşe Yazıları

Yazdım Baba

Arabanın içinde bekliyordu.
Nedense acele etmemişti maça gitmek için.
Halbuki her şeyini verdiği takım ile çocukluğunun takımı karşılaşacaktı.
Hem de Hüsnü Uğural Stat’ında.
Gençliğinde ve sonrasında o statta yaşadığı bir sürü anı vardı.
Kimi hüzünlü, kimi mutlu…
Sonra Atatürk Heykeli’nin yanında O’nu gördü.
Evet evet O’nu gördü.
Hemen araba ile yanına yanaştı.
“Hoş geldin Abi seni götürürüm ben.Gel lütfen.” dedi heyecanla.
Ve stata kadar birlikte gitmişlerdi.
Stat ile Cumhuriyet Alanı ne kadar sürerdi ki?
Ama çok kalabalıktı işte.
Bir de sahaya giden yola araba ile girilebilecek miydi?
Polis önce durdu.
Sonra yan koltukta oturanın “Kral” olduğunu görünce buyrun işareti yaptı.
Stat kapısına yaklaştıklarında O’nu tanıyan
bir polis heyecan yapıp selam durdu.
O gün şehrin statına sadece Galatasaray değil
Galatasaray’ın Taçsız Kral’ı Metin Oktay da gelmişti.
Babaannem hep derdi ki:
“Baban hep topa meraklıydı. Bahçede tek başına top oynar.Kendi kendine de ‘Metin, Metin topu aldı , etrafına baktı.’ der, dururdu.”
Ve o çocuk o gün çocukluğunun kralı ile stattaydı.
Ama “Metin Metin” diyen o çocuk dokuz yaşındaki kendi çocuğunu maça götürmemişti.
Anneannemin tavuklu saati hâlâ gözümün önündedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu