Boş Zaman Yaratabilme Becerisi: Hayatın Kalitesini Arttırmanın Anahtarı
Mutlaka bu sözün bir kaç versiyonunu duymuşsunuzdur; “Boş zamana sahip olmak zengin lüksüdür. Fakirin tüm zamanı hayatta kalmaya çalışmak ile geçer…”
Bu söz kişinin bireysel tercihler ve yaşamını yönetme becerisini küçümser gibi gelir bana. Zaman çalan sosyal medyaya ve zaman hırsızı sohbetlere “hayır” diyebilmek konusunda insanın özgürlüğü vardır ne de olsa. Boş zaman tanımı kişiden kişiye değişmektedir hem. Ancak şu bir gerçek ki modern dünyanın koşuşturmacası içinde, birçok insan kendini iş, sorumluluklar ve yapılacaklar listeleri arasında kaybolmuş hissediyor. Diğer bir gerçek ise; her bireyin gününde aynı 24 saat var ve bu süreyi nasıl değerlendirdiğimiz, hayatımızın niteliğini belirliyor. İşte bu noktada “boş zaman yaratabilme becerisi” devreye giriyor.
Boş Zaman Hep Boş Mudur?
Kimine göre boş zaman gerçekten boş oturulan zaman iken kimine göre ise ücretsiz aktivitelerdir. Kitap okumak, bir dost ile sohbet etmek, spor ya da yürüyüş yapmak gibi… ben bu ayrımda ikinci tarafa dahil oluyorum. Çünkü benim için boş zaman, mutluluk vericilerle doldurulmuş zaman. Yani aslında “dolu” zaman. Bu mutluluk vericiler kendime ayırdığım zamanlarda genellikle hobilerim oluyor. Bu noktada “derin hobi” ile “mikro hobi” kavramları devreye giriyor. Bence insanın hobilerine ayıracak vakti değil de halinin kalmaması ekonomi ile ilişkilendirilebilir.
Ancak umut hep var.
Mikro Hobiler
Bir hobiye başlamak için zamanım yok” bahanesine sığınırız. İşte burada “mikro hobiler” devreye giriyor! Mikro hobiler, bir hobiyi küçük ve kolayca uygulanabilir adımlarla denemek demektir. Tam anlamıyla bir hobi sahibi olmadan önce, bu küçük versiyonlarıyla eğlenebilir ve kendinize vakit yaratabilirsiniz.
Mikro hobiler, zamanınızın ve enerjinizin sınırlı olduğu durumlarda bile hayatınıza renk ve keyif katmanın mükemmel bir yoludur. Büyük değişimlerin her zaman büyük adımlar gerektirmediğini unutmayın. Küçük ama tutarlı çabalar, hayatınıza kocaman bir mutluluk getirebilir! Başlamak için ihtiyacınız olan tek şey birkaç dakika ve biraz yaratıcılık. Bugün bir mikro hobiyi deneyin ve keyfini çıkarın!
Peki tam anlamıyla odaklanmazsak dikkatimiz bölünmez mi? Verimsiz ve tamamlanmamışlık hissi olmaz mı? Dikkat dağınıklığına değer mi?
Mikro Hobilerle Mutluluk Dikkat Dağınıklığını Yenebilir!
Günümüzde bilgiye ve uyaranlara erişim hızının artmasıyla birlikte, dikkatimiz sürekli farklı aktivitelere ve uyarıcılara yöneliyor. Bu durum, zihinsel dağınıklığı artırırken bizi uzun süreli odaklanmadan ve tatminden uzaklaştırabiliyor.
Ancak tam da bu noktada, mikro hobiler devreye girerek bizi sakinleştiren, mutlu eden ve zihnimizi toparlayan küçük ama etkili bir çözüm sunuyor.
Dikkatin sürekli dağılması, zihinsel yorgunluk ve tatminsizlik yaratırken, mikro hobiler bu kısır döngüyü kırmanın anahtarı olabilir. Ancak, mikro hobiler mutluluğun bir kaynağı olsa da, onları bilinçli bir şekilde kullanmak önemlidir. Zihnimizi sürekli başka yerlere çekmek yerine, mikro hobilerle anı yaşamak ve bu küçük keyiflerin tadını çıkarmak, hayatımızı hem daha düzenli hem de daha keyifli hâle getirebilir.
Denge Nasıl Sağlanır?
Dikkati sürekli farklı aktivitelere yönelterek dağınıklık yaratmak yerine, mikro hobileri bilinçli bir şekilde kullanarak zihinsel düzen sağlayabilirsiniz:
1. Aktivitelerinizi Planlayın:
Her gün birkaç dakikanızı mikro hobinize ayırarak zihninizi toparlayabilirsiniz. Ancak bu hobiler için bir süre sınırı belirlemek, dikkatinizin tamamen dağılmasını engeller.
2. Mikro Hobileri Tekrar Eden Bir Rutin Haline Getirin:
Düzenli olarak yapılan mikro hobiler, zihni dağınıklıktan kurtarır ve bir alışkanlık olarak mutluluk verir. Örneğin, her sabah 5 dakikalık meditasyon yapmak, gününüzün daha düzenli geçmesini sağlayabilir.
3. Hobi Sayısını Sınırlayın:
Çok sayıda mikro hobiyi aynı anda denemek yerine, birkaç tanesine odaklanarak dikkatinizi toparlayabilirsiniz.
4. Anı Hissedin:
Mikro hobiler sırasında yaptığınız aktiviteye tamamen odaklanın. Bu sayede, beyniniz sürekli farklı şeylere kaymak yerine o ana odaklanmış olur.
Yazar: PINAR ŞAHİN