Köşe Yazıları

Ah Eylül Gençliğimizi Çaldın Be…

Biz sahil kasabalarında büyüyenler için eylül ayı başka bir şeydir.
Yaz biter ve yavaş yavaş el ayak çekilmeye başlar.
Çocukları olan yazlıkçılar, ilk onlar gider.
Eylülün sonlarına doğru çoluğu çocuğu büyütmüş orta yaşlılar, soğukların başlaması ile yaşları ileri olan yazlıkçılar gider.
Yani eylülün gelmesi ile beraber biz bize kalmaya başlarız.
Zaten biz ilçemizin kurtuluşunu da eylül ortası biz bize kutlarız.
Minnetle.
Deniz kenarındaki banklar, kaldırımlar, yürüyüş alanları hep bizledir artık.
Okulların açılması ile de canım sahil yolunu öğrenciler doldurur.
Heyecanla, neşeyle gelen mevsim sonbahar değilmişcesine.
Eylülde biz tekrar yüzümüzü denize çevirmeye başlarız ta ki diğer yaza kadar.
Denize anlatacak çok şey birikmiştir çünkü.
Bir de derler Ayvalıklılar gibi denize sırtını dönme.
Halbuki deniz bizim için dert ortağıdır, sırdaştır.
Yazlıkçılar, misafirler gelince biz denize sırtımızı dayarız.
Eylül ile beraber iki şarkı mırıldanır dudaklarda.
Yaz Aşkım ve Eylül’de Gel.
Sonra?
Sonrası Murathan Mungan’da
“…..ve sonra hiç bir şey olmamış gibi
ağır, usul bir hazırlık başlar
uykuya benzer yeni bir mevsime”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu