
Tahran Alev Alev: İsrail’den İran’a Şimdiye Kadarki En Sert Hamle
İsrail ile İran arasında süren savaş 11. gününe girerken tansiyon giderek yükseliyor. Özellikle son 24 saatte yaşananlar, krizin artık kontrol edilemez boyutlara ulaştığını gösteriyor. İsrail ordusunun art arda gerçekleştirdiği saldırılar, Tahran sokaklarını savaş alanına çevirdi.
İsrail’in İran’ın farklı bölgelerinde konuşlu toplam altı havalimanını hedef aldığı bildirildi. Doğu, batı ve merkez hattına yayılan bu saldırıların yanı sıra, İran’ın Kirmanşah kentindeki bir askeri üssün görüntüleri de İsrail tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.
İran’ın nükleer programında özel bir yeri olan Fordo Nükleer Tesisi de saldırıların hedefindeydi. Kum kenti yakınlarındaki bu derin yer altı tesisi, İsrail’in nokta atışı operasyonları arasında yer aldı. İranlı yetkililer, sivil bölgeler için şu an bir tehdit olmadığını açıklasa da bölgedeki gerginlik tırmanıyor.
İsrail medyasına göre, bu operasyonlar “bugüne kadar gerçekleştirilen en kapsamlı saldırılar” olarak nitelendiriliyor. İsrail Savunma Bakanı’nın yaptığı açıklamada, Tahran’ın merkezine yönelik yoğun bir saldırının sürdüğü belirtildi. Patlama seslerinin yankılandığı kentte, özellikle Evin bölgesindeki elektrik şebekesi ve İran devlet televizyonunun teknik binası vurulan hedefler arasında.
Saldırılar yalnızca askeri noktalarla sınırlı kalmadı. Tahran’daki Evin Cezaevi ile Şehit Beheşti Üniversitesi de İsrail ordusunun hedefleri arasındaydı. Bu gelişmelerin ardından Katar’daki ABD Büyükelçiliği, İran’da bulunan Amerikan vatandaşlarını evlerinden çıkmamaları konusunda uyardı.
Bir diğer çarpıcı iddia ise Tahran’ın güvenliğinden sorumlu Devrim Muhafızları Komutanı Tharallah’ın İsrail tarafından düzenlenen saldırılar sonucu hayatını kaybettiği yönünde. İsrail ordusu, bu bilgiyi resmi kaynaklardan paylaştı.
İran tarafı da misilleme hamlelerinde bulunurken, Devrim Muhafızları Tel Aviv ve Hayfa’yı kapsayan geniş çaplı bir saldırı düzenlediklerini duyurdu. Savaşın başından bu yana taraflar arasında yaşanan en ağır çatışmaların yaşandığı bu gün, bölgedeki istikrarı tehdit ediyor.
Bu arada, ABD’nin de çatışmalara doğrudan müdahil olduğu netleşti. “Gece yarısı çekici” adı verilen operasyonla ABD güçleri, İran’daki Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesisleri hedef aldı.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, saldırılar sonrası yaptığı açıklamada, “İran’ı defalarca uyardık, sivilleri hedef almayın. Uyarılarımız dikkate alınmadı. Bugünkü karşılığımız budur: Yaşasın özgürlük, yaşasın güzellik,” ifadelerini kullandı.
Fordo Nükleer Tesisi ise bu kriz denkleminde ayrı bir başlık açıyor. Kum yakınlarındaki bu yer altı tesis, hem teknik kapasitesi hem de dayanıklılığı ile dikkat çekiyor. Özellikle %20 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretimi, tesisin askeri amaçlarla kullanılabileceğine dair uluslararası endişeleri artırıyor.
2015’teki Nükleer Anlaşma (JCPOA) kapsamında faaliyetleri sınırlandırılan Fordo, ABD’nin 2018’de anlaşmadan çekilmesiyle birlikte yeniden aktif hale gelmişti. Tesisin yer altı konumu ve geç bildirilmesi, birçok Batılı ülke tarafından potansiyel tehdit olarak değerlendirilmişti.
Fordo, bugün hâlâ nükleer müzakerelerde en kritik başlıklardan biri olmayı sürdürüyor. İran, buradaki faaliyetlerinin barışçıl olduğunu vurgularken, Batılı güçler denetimin şeffaflaşmasını ve sınırlandırılmasını talep ediyor.
Tüm bu gelişmeler, sadece iki ülke arasındaki bir savaşın ötesine geçmiş durumda. Fordo özelinde nükleer kriz, İsrail’in hava operasyonları ve ABD’nin doğrudan müdahalesiyle birlikte Ortadoğu’da yeni bir dönemin eşiğine gelindiğinin sinyalini veriyor.