Kış Kapıda
“Sarımsaklı yolu üzerinden Çamlık’a giderdim.
Kışın bile çok güzel olur orası.” diyor Fikret Mualla.
Kimisi “Ayvalık’ın en güzel zamanları yaz.” der.
Kimisi “İlkbahar.” der.
Kimisi eylül ayına methiyeler düzer benim gibi.
Ya kış?
Fikret Mualla’nın sözlerini Hıfzı Topuz’un kitabından aldım.
“Kışın bile…”
Hasattı, kışa hazırlıktı derken kapıda aralık ayı.
İlkokuldaki duvarda asılı tablonun ikinci mevsimi.
Ayvalık’taki kış o tablodaki gibi olmaz.
Bembeyaz değildir bizde kış.
Çoğunluk rüzgarlı, deniz sularının kıyıya saldırması şeklinde olur.
Karın yağdığını gördüğümüz zamanlar nadirdir.
Gördük mü de içimiz sevinç dolar.
Kar dediysem de sulu kar.
Bol poyraz bazen sık yağmur bahara kadar kurşuni renk.
Kış günesi de gelir gider tabii ki.
Kurşuni renklerle beraber bizlerde bir dinginlik hali.
Dışarıdan Ayvalık’a göç edenler bizim için şakayla karışık “tembel” derler.
Ama onlar bilemez içimizdeki duygu yoğunluğunun koşuşturmasını.
Ve bunun bizi nasıl yorduğunu.
Ve biraz tembellik etmeden o yorgunluğun dinmeyeceğini.
Bizi anlasa anlasa ancak Fikret Mualla gibi sanat üstadları anlar.