Türkiye’nin Uluslararası İlk Peynir Ödülü: Kirli Hanım Peyniri ile Gurur
Edremit Körfezi’nden dünyaya açılan bir başarı öyküsü: Kirli Hanım Peyniri, Dünya Peynir Ödülleri’nde bronz madalya kazandı.
Cumhuriyet’in 100. yılına yakışan bir gurur tablosu… Türkiye, ilk kez uluslararası arenada bir peynir ödülüne layık görüldü. Dünya çapında prestijli sayılan World Cheese Awards (Dünya Peynir Ödülleri) yarışmasında bronz madalya alan “Kirli Hanım Peyniri”, sadece Edremit Körfezi ve Midilli’de üretilebilen özel bir lezzet.
Bu özel peyniri Türkiye’ye kazandıran isimler, Özem’le Yaşam’ın kurucusu ve şefi Gizem Manisalı ile 30 yıllık deneyimiyle peynir ustası Emrah Kaçar.
“Bu Toprağın Rüzgarı, Bu Toprağın Sütü”
Gizem Manisalı, bu başarının hem bireysel hem toplumsal bir gurur olduğunu vurguluyor:
“Cumhuriyetin 100. yılından bir gün önce böyle bir ödül almak bizim için çok anlamlıydı. Yaklaşık 10 yıl önce, bu toprağın ürünlerini işleme hedefiyle yola çıktık. Sadece koyun sütü ve geleneksel şırdan mayası kullanıyoruz.”
Kirli Hanım Peyniri, Edremit Körfezi’nin poyrazla yoğrulan havası, koyunların zengin sütü ve geleneksel üretim yöntemleriyle harmanlanan bu özel peynir, adeta bölgenin ruhunu taşıyor.
Özem’le Yaşam markasının kurucusu ve şefi Gizem Manisalı, bu yolculuğun sadece bir üretim hikayesi olmadığını, aynı zamanda toprağa duyulan saygının da bir yansıması olduğunu vurguluyor:
“Yaklaşık 10 yıl önce bu yola çıkarken amacımız netti: Bu toprağın ürünlerini işlemek, hak ettiği değeri vermek. Koyun sütüyle ve yalnızca şırdan mayasıyla çalışıyoruz. Bu peynirin başka hiçbir yerde üretilememesinin sebebi, yalnızca süt ya da maya değil. Poyraz rüzgarı olmazsa olmaz. O rüzgar, bu peynire karakterini veren şey.”
30 yılı aşkın süredir sütle yoğrulmuş bir ömür geçiren peynir ustası Emrah Kaçar, Kirli Hanım Peynirinin her aşamasını neredeyse bir seremoni gibi anlatıyor:
“Tamamen şırdan mayasıyla yapıyoruz. Tel dolaplarımız var, orada kurutuyoruz. 10 ila 15 gün arası peynir yağını güzelce salar. Sonra fırınlıyoruz, ardından soğuk hava depolarında aylarca olgunlaştırıyoruz. En az 12 ay. Her bir aşama sabır, dikkat ve sevgi istiyor.”
Emrah Kaçar’ın bu işe olan bağlılığı ise sadece mesleki değil, aynı zamanda aileden gelen bir gelenek:
“Ben bu işin içinde doğdum. Babam da peynir ustasıydı, 50 yıllık bir emektar. Boynuz kulağı geçti derler ya, babam ödül alamamıştı ama ben aldım. Onun adına da, bu topraklar adına da çok gururluyum. Severek çalışıyoruz, çünkü bu iş gönül ister.”
Kirli Hanım Peyniri, bugün yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın dikkatini çeken bir ürün haline gelmiş olsa da hâlâ rüzgarın esintisiyle, toprağın kokusuyla ve emeğin iziyle olgunlaşıyor. Bu peynir, Gömeç’in, Körfez’in ve Ege’nin kimliğini taşıyor.
